Borderlands 3 İncelemesi

Borderlands 3 İncelemesi
RPG shooter veya “shlooter” türü, Borderlands 2(2012)’den beri ciddi anlamda evrim geçirdi ve bu evrimi Borderlands 3 için de geçireceğini söyleyebiliriz. Destiny 2, The Division 2 gibi adeta kendi türünü oluşturdu diyebiliriz.
Amara, kontrol edildiğinde dehşet güçlere sahip, hafife alınmaması gereken bir kişi
Yakın zamanda 2K’nın Londra’da ki ofislerine uğramamla bir kaç saat
Borderlands 3 oynama şansına sahip oldum. Verilen iki tane dizilimi bir kaç karakterle test etmiş oldum. Moze’un bariz güçlü bir gunner olduğunu cennetten makinaları indirmesiyle gördüm.
Kadın kahraman olarak seçimim Amara oldu. Güçlü yapısıyla, fiziksel hünerleriyle kendini kanıtlamış, haydutları ekranın bir köşesinden bir köşesine adeta savuran bir kadın.
Amara’nın controllerla(oyun kumandası) oynanmayı hak ettiğini düşündüğüm için kumandamı kaptım geldim. Bu Borderlands 3’ün hareket motorunun ne kadar geliştiğini ciddi bir şekilde anladığım zamandı. Atası diyebileceğimiz Titanfall’da duvarlardan yürüme, zıplama gibi absürt bir çok fiziki mekanikler FPS oyunlarının adeta bir normu haline geldi. Görünen o ki, Gearbox dersine çalışmış ve gördüğü her boşluğa cömertçe serpiştirmeye başlamış.
Çıkıntılı ve yüksek görüş noktalarına ulaşmaya gelince, karakterimin zıpladıktan sonra kendini rahatça toparlaması, büyük ve uzun levelların bir işkence haline gelmesini engellemekle kalmayıp, aksine keyifli bir rutin içerisine sokuyor. Capcanlı olması, değişken, ve sığınakların içerisindeki çarpık bölgelerde saklanan düşmanların varlığı, önceki oyunlardaki copy-paste hissiyatini tamamen unutturuyor.
Neredeyse her düşman birim birbirinden farklı ve onları alt etmek için yeni stratejiler üretmeniz gerekiyor.
Yenilenmiş hareket kontrolleri sayesinde bir objenin arkasına veya yanına geçebilmek daha kolaylaşmış, bu da silah çatışmalarını daha aktif ve eğlenceli hale getiriyor. Aynı zamanda bu çatışmalarda neler olabileceğini kestirmek oldukça zor, silah patladıktan sonra bir bakmışsınız ki kaosun içerisindesiniz.
Bazı düşmanlar olduğu yerde durup hedef tahtası gibi davransa da oyunun belli yerlerinde belli levela ulaşmadan önce oynamak neredeyse imkansız. Öyle bir şekilde ayarlanmış ki istediğiniz kadar iyi oynayın, siz gözünüzü açıp kapayıncaya kadar kendinizi yerde buluyorsunuz.
Son izlenim olarak;
Borderlands 3 beklentileri aşmakta sınır tanımıyor, haznesindeki özellikler ve birçok başka nedenden ötürü bu oyun 2019’un en iyi “shooter”ı olabilir. Oynanışı gayet hoş, çeşitlilik açısından zengin ve henüz oyuncular tarafından keşfedilmemiş sürprizler taşıyor. Denediğim 3 karakterin hepsi fazlasıyla eğlenceliydi ve farklı bir oynanış tarzı sunuyor.
Oyunun espiri anlayışına ve evrenine hala tam ayak uyduramasam da yüzlerce shooter oyunun arasında belki de tarz ve tasarım olarak bir tık daha önde olması, bana uzun süredir gördüğüm en zorlu fakat eğlenceli tecrübelerden birini yaşattı.